Otomotiv Endüstrisi;
1760’lardan 2000’lere hem büyüyerek hem de dönüşerek geldi.

Fransızlarla başlayan ve Almanların 1910’lara kadar egemen olduğu sektöre 1910’lardan sonra Amerikalılar ve sonrasında ise Japonlar ortak oldu. Son yıllarda Amerika, Tesla ve Google şirketleri ile pazarda ‘baş aktör’ olmak istediğini net bir şekilde ortaya koydu.

Öyle ki;
14 yıllık geçmişe sahip Tesla’nın piyasa değeri 47,6 Milyar USD’ye ulaşarak 114 yıllık Ford’u geçmiş oldu. Evet, sektörde bir yandan ülkeler arası güç savaşı hızlanırken diğer yandan da teknolojik dönüşüm süreci tam gaz gidiyor.

Üstelik,
Sektördeki teknolojik dönüşüm 1760’lardan beri hiç olmadığı kadar çok yönlü ve keskin virajlarla devam etmekte. Elektrikli araç teknolojisi sadece otomotiv sektörünü değil dünyanın ekolojik yapısını bile değiştirecek bir devrim. Sürücüsüz araçlar hayalden gerçeğe dönüşürken, otomobil üretiminin ana hammaddesi elektronik ve yazılım olmaya başladı bile!

Nasıl mı?
Bugün yüksek teknolojili bir otomobil için 100 milyon satır kod yazılıyor. Bu kod uzunluğu birçok işletim sistemi ve dünyada çok kullanılan iş uygulama yazılımlarından daha fazla…

Sonuç,
Bugüne kadar tarihin hiçbir döneminde otomobil markası sahibi olmayan ama buna rağmen büyük bir otomotiv endüstrisi ve ihracatı sahibi bir ülke olarak ayağımıza gelen fırsatı kaçırmayalım.
Sektörün bu büyük dönüşümünde yazılım tarafında kendimize sağlam bir yer tutalım.

Yani diyorum ki;
Hem sektörün geleceği hem de ülkemizin geleceği için
otomotive yazılalım.