Dijital Yetkinliği Yüksek Bir Toplum Olmak
DİJİTAL YETKİNLİĞİ
YÜKSEK BİR TOPLUM OLMAK
İnsanlık tarihi boyunca gücü ve
zenginliği hangi toplumlar ellerinde tutmuşlar biliyor musunuz? Her dönemin en
yüksek teknolojisine sahip olanlar.
Konuyla ilgili tarih boyunca örnekler vermek mümkün. Ama o kadar geriye
gitmeden günümüze bakacak olursak, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hiç
kuşkusuz günümüzün en güçlü ve zengin ülkesi. Yine hiç kuşkusuz ki en yüksek
teknolojiye sahip olan ülkesi.
Türkiye'nin zengin ve güçlü
olmasına giden yolun "Yüksek Teknolojiden" geçtiği tartışmasız herkes
tarafından kabul edilen bir gerçek. Türkiye son 10 yılda ihracatını arttırmada
büyük bir hamle yaptı. İhracatın artmasındaki en önemli faktörlerden biri; İçe
dönük ekonomi yapısını dışa dönük bir anlayışa çevirmek oldu. İhracata devlet
tarafından sağlanan teşvikler Üreticilere yeni pazar bulmada önemli avantajlar
yarattı. Fakat son bir kaç yıldır ihracat rakamları ne yazık ki istenilen hızla
artmıyor. Türkiye'nin zenginliğe ve güce
giden yolunda olmazsa olmazı olan ihracat da artık yüksek teknolojiye ihtiyaç
duyuyor. Diğer bir anlatımla ihracat birim değerimizin artması ancak Yüksek
Teknolojiye dayalı ürün ihracatı ile mümkün olacak.Sonuç olarak şunu çok net
olarak söyleyebiliriz ki; Türkiye Güçlü ve Zengin bir Ülke olacak ise, Yüksek
Teknolojiye sahip ve Yüksek Teknoloji ihraç eden bir toplum olmak zorunda.
Peki Yüksek Teknolojiye sahip bir
ülke nasıl olacağız? Türkiye ekonomisi dijitalleşmeden yüksek teknolojiye sahip
bir ülke olmak neredeyse mümkün değildir. Dijital ekonominin en önemli
kaldıraçlarından biri de güçlü bir yetenek havuzuna sahip olmaktır. Türkiye'nin
hedeflediği dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisinden biri olma vizyonu için ;
Yazılım geliştirme mühendislerinden Veri bilimci ve analistlere, arayüz
tasarımcılarından dijital ürün yöneticilerine
kadar dijital yetkinliği yüksek , yeni teknolojileri takip eden ve
kendini değişen koşullara karşı devamlı geliştiren bir iş gücüne sahip olması
zorunludur.
Bu iş gücünü oluşturmak kolay bir
iş değildir. Bunun için kısa, orta ve uzun vadeli stratejileri iyi çalışılmış
planlara ihtiyaç vardır. İlk okuldan başlayarak eğitim sistemini teknoloji
odaklı hale çevirmek gerekmektedir. Mevcut iş gücümüzü dijital iş gücüne
çevirmek için gerekli becerileri çalışanlara mutlak suretle kazandırılması
gerekmektedir. Yine uluslararası iş gücünü ve deneyimini ülkemize taşıyacak
insiyatiflerin hayata geçirilmesi zorunludur.Bugün Yüksek teknolojiyi üreten
ülkeşere baktığımızda Yazılım programlama ve robitik derslerini ilkokul
düzeyine indirdiklerini ve Lise düzeyinde eğitim yapan bir çok meslek okulunu
tamamen teknoloji tabanlı okullara çevrildiğini görmekteyiz.
Gerekli eğitimci kadrosunun
oluşmasını sağlayabilmek ve iş gücündeki dijital okuryazarlığı ve teknoloji
bilgi birikimini arttırabilmek için bir diğer önemli adım sosyal bilimler,
eğitim bilimleri ve sağlık bilimleri fakültelerinde temel dijital beceri derslerinin
zorunlu olması gerekmektedir. Teknoloji ile ilgili eğitimi ve, dijital beceri
kazandırmanın ötesine götürecek ve yeni fikir , faydalı modelveya ürüne
dönüştürmeyi teşvik edebilmek için en temel gereksinim, akademi ile özel
sektörün beraber çalışacağı lise ve yüksek okul programlarıdır. Yüksek
teknoloji odaklı teknik liseler ve yeni lisans ve önlisans programları
yaygınlaştırılmalıdır. Küresel ölçekte gerçekleşen dijital dönüşümde önemli rol
üstlenen Yüksek öğretim sisteminin , Türkiye'de bu dönüşüm gerisinde
kalmamasına özen gösterilmelidir.
Sonuç olarak ; Teknolojiyi
kullanabilme , değer yaratbilme ve dijital ürün üretebilme yetkinliklerinin
erken yaşlardan itibaren başlaması , çocuklarda ve gençlerde merak etme
araştırma ve geliştirme yeteneklerinin kazandırılması dijital yetkinliği gelişmiş
bir toplum için en önemli unsurlardan biridir.
Kaynak; Nisan 2023
TÜSİAD Türkiyenin 2. Yüzyılında Yüksek Teknoloji için eylem Çağrısı Raporu