Teknoloji ile kalkınmak
Teknoloji ile kalkınmak
Dünyanın en gelişmiş ülkeleri teknoloji ile kalkındılar. Bugünkü refah ve güç düzeylerini teknolojiye borçlu olduklarını gayet iyi biliyorlar. Diğer taraftan sahip oldukları gücü ve refahı korumanın çok daha zor olduğunun da farkındalar.
Biz ise;
Cumhuriyetin ilk yıllarında, imkânsızlıklar içinde başladığımız üretim ve teknolojik dönüşüm hamlesini ne yazık ki sürdüremedik.
Hatta;
II. Dünya Savaşına girmememize rağmen, 1950’li yıllardan yenik çıkan biz olduk. Teknoloji ile kalkınmayı hemen hemen her siyasi iktidar gündemine alsa da hayata geçirilme noktasında hep bir şeyler eksik kaldı nedense.
Bugünlerde;
Teknoloji ile kalkınma adına son derece doğru yapılan bir iş var. 5746 sayılı kanunda yapılan değişiklerle Ar-Ge Merkezi olma koşulları kolaylaştırıldı. Otomotiv sektörü için tam zamanlı Ar-Ge çalışanı bulundurma zorunluluğu 30 kişiye düşürülürken, yazılım ve bilişim alanında ise bu sayı 15 kişi olarak belirlendi. Kanunda yapılan değişiklikler, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının samimi çabaları ile bugün için Ar-Ge Merkezi sayısı 560’ı geçmiş bulunuyor. Bakanlığın yılsonu hedefi 1.000 adet Ar-Ge Merkezine ulaşmak. Ar-Ge Merkezlerinin sektörel dağılımına baktığımızda ise en fazla otomotiv sektöründe Ar-Ge Merkezi olduğunu görüyoruz.
Ne yazık ki;
Bu durum dünya ligi için yeterli olmuyor. 2015/16 mali yılında dünyada en fazla Ar-Ge yatırımı yapan 2.500 şirket arasında Tofaş 547, Ford ise 964. sırada yer alıyor. Benzer şekilde 2015 yılında dünyada otomotiv için alınan 6.000 patent içinde Türkiye sıralamaya girememiş görünüyor. Almanya %34 ile en çok patent alan ülke. İkinci sırada ise %22 ile Japonlar yer alıyor.
Sonuç;
Teknoloji ile kalkınmak için otomotiv son derece doğru bir sektör olmasına rağmen bu alanda yapılan Ar-Ge yatırımları son derece cılız. Yerli otomobil üretme isteği ve bu konudaki çabalar yüksek teknolojili AR-GE yatırımları ile şekillendirilirse gelecek için bir umut olabilir.